8 Mart 2014 Cumartesi

SYMBOLİSM-SEMBOLİZM

                                  SYMBOLİSM-SEMBOLİZM

Fırtına,1893,EDVARD MUNCH



  • Farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. 
  • 1870 yılına doğru Fransa ve Belçika’da natüralizme ve parnasse akımına bir tepki olarak ortaya çıktı. 
  • Dış dünyanın görüntülerini so­mut nesnel gerçeklikleriyle değill, bu görüntülerin sezgilerinden, yansıyan nitelikler aktarılır. 
  • Sembolist edebiyat ise Romantik edebiyatın bir türüdür. 
  • Sembolist akımda roman değil şiir önemlidir. Bu dönemde romanın da dili şiirselleşmiştir. 
  • Sembolistler şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı durumuna getirmişlerdir. Şiirde sözcüğün sesi anlamına yeğ tutulmuştur. 
  • Sembolistlere göre şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir; çünkü şiir bir şey anlatmak için yazılmaz. Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir. Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. Anlam kapalılığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı, bol bol mecaz ve istiarelerin kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil de ağırlaşmıştır. Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm Sembolist şiirin başlıca temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli ögesi durumundadır. 
  • Bireyin duygusal yaşantısını dolaysız bir anlatım yerine simgelerle yüklü ve örtük bir dille anlatmayı amaçlar. 
  • Sembolist şiir, geleneksel Fransız şiirinin uyulması gereken teknik ve tematik kurallarına bir tepkidir. 
  • Sembolistler, sezgi ve izlenimleri, gerçekliğin belirsizliğini ve karmaşıklığını canlandırır. Gerçek değil, gerçeğin insanda uyandırdığı izlenim verilir. Gerçek örtüktür. 
  • Sembolizm’in müzikteki etkinliği edebiyata da yansımış, şair Mallarmé, Wagner’in leitmotiv kavramından etkilenerek, şiirde Sembolizm’in öncülüğünü yapmıştır. 
  • Şairler bu temaları özgür ve kişisel eğretileme ve imgeler aracılığıyla aktarmaya çalıştı. 
  • Yeni kelimeler üretildi. Semboller ve mecazlar kullanıldı. 
  • Sembolleri izah eden Sembolizm lügatı çıkarıldı. 
  • Edebiyatta bireycilik öne çıktı. 
  • Anlatılamayanın sezdirilebileceğini savundular. 
  • Şiirde renk, bilinçaltına inme, ironi önemli oldu. 
  • Matematiksel ritm yerine, psikolojik ritm önemsendi, serbest nazım kullanıldı, hece sayısına dikkat edilmedi. 
  • Bitki örtüsü, Sembolist yazar ve ressamların gözde temalarından. 
  • Akımın önemli edebiyatçılarından bazıları Baudelaire’den etkilenen Mallarme (1842-1898), Rimbaud (1854-1891), Verlaine (1844-1896), Gide (1869-1951), İbsen (1828-1906), Valery (1871-1945), Wilde (1854-1900), Maeterlinck’dir (1862-1949). Türk edebiyatında Sembolizm, genellikle Servet-i Fünun döneminde görülür. Ahmet Haşim (1884-1933) bu akımın en büyük temsilcilerindendir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder