19 Şubat 2014 Çarşamba

İMPRESSİONİSM-İZLENİMCİLİK

İzlenimcilik (İmpressionism)



19.yy’ da Fransa’da ortaya çıktı.
Özellikle resim akımını etkiledi.
Claude Monet ve Camille Pissarro bu akımın öncüleridir.
Claude Monet'nin 1872 tarihli İzlenim: Gün Doğumu (Impression soleil levant) isimli tablosu, akımın adının kaynağıdır.
Resmedilen nesnelere veya olaydan çok günün belirli bir zamanına özgü ışığın sanatçı üzerinde yarattığı izlenimlere önem verilir.
İzlenimcilik, modern resim sanatındaki ilk büyük devrimci harekettir.


Resimde Teknikler

  • Detaylar yerine kısa kalın fırça darbeleri vardır.
  • Renkler birbirine çok karışmadan yanyana kullanılmıştır. Renklerin karışması izleyicinin gözünde gerçekleşir.
  • Griler ve koyu tonlar contrast renklerin karıştırılmasıyla elde edilir. Asıl izlenimcilik akımında siyah rengin kullanımından kaçınılmıştır.
  • Akşam üzerini yansıtan eserlerde ışığın loş, belli belirsiz etkisi görülür.
  • Objeden objeye renklerin yansımasına dikkat edilmiştir.
  • Dış mekan resimlerinde gölgeler gökyüzünün mavisindendir. Bu önceki akımlarda görülmemiştir.


İzlenimciliğin özellikleri
  • Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duy *Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve izlediklerinin kendisi üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır.
  • Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir.
  • Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.
  • Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur.
  • Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayale bürünmüş izlenimleridir.
  • Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır.
  • Empresyonizm yani izlenimcilik, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.
  • Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.
  • Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.
  • Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.
  • Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.

Temsilcileri 

Resimde Temsilcileri: Auguste Renoir, Claude Monet, Van Gogh, Toulouse Leatrec, Sisley,Cezanne, Camille Pissarro
Müzikte Temsilcileri: M.Ravel, C.Debussy, J.A.Carpenter, O.Respighi, C.T.Griffes, I.Albéniz, P.Dukas
Edebiyatta Temsilcileri: Rilke, Arthur Rimbauld, James Jayce
Türk Edebiyatındaki temsilcileri: Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin



İzlenimci terimi ilk kez günün akademik standartlarına göre "bitmemiş" olarak kabul edilen bir yapıtı tanımlamak üzere muhalif eleştirmenlerce kullanıldı.Terim hızla sanatçıların kendileri tarafından üstlenildi.İzlenimcilik'in işlediği konuların yıkıcılığını aldatıcıdır.Ne var ki akım bir dizi akademik geleneği reddetmiş ve tutucu eleştirmenlerce geleneğe karşı bir saldırı olarak görülmesi doğrudur.İzlenimciler öykü anlatmak ve ahlak derslerini restmetmekle ilgilenmediler.Bunu Akademili ressamlara bıraktılar.Onun yerine resmin duyusal izlenimleri nasıl yakalayabileceğini keşfetmeye giriştiler.Hepsinden öte ,ışık ,renk ve hareket duyumlarını yaratmayı amaçladılar.Rengi eşit gölge ve tonlar yerine çok daha dağınık ,seyrek fırça darbeleriyle uyguladılar; Akademili ressamlara göre daha açık ve parlak renkler kullandılar.Bu ,aklı başında ama neşeli anları yakalama efekti ve duyarlık onları geleneksel perspektif ve modellemeden uzaklaştırdı.Aynı zamanda ,doğayla doğrudan bağ kurabilecekleri dışarıda ,en plein air (açık havada) çalışmaya yönlendirdi.Pek çok izlenimci ,yapıtlarının kuraldışı kendiliğinden hoşnut değildi.1880'lerden itibaren akımın önde gelen ressamları anlık etkileri yakalamak için geliştirdikleri tekniklerin ötesine geçmek çabasıyla birbirlerinden çok daha bağımsız olarak çalıştılar.


Montmarte Le Moulin de la Galette'de Dans,1876,AUGUSTE RENOIR


Ronuen Katedrali,Mavinin Uyumu,1893,CLAUDE MONET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder