11 Mayıs 2014 Pazar

DADA

                                                   DADA
Jean   Arp,   Richard   Hülsenbeck,   Tristan  Tzara,  Marcel  Janco  ve   Emmy  Hennings'in  aralarında  bulunduğu  bir  grup  genç  sanatçı  ve  savaş  karşıtı  1916  yılında  Zürih'te    Hugo   Ball'in  açtığı     cafe'de  toplandı.Fransızcaca'da oyuncak  tahta  at  anlamına  gelen  Dada  akımın  ismi   olarak  seçildi.Bildiriside  burada  açıklandı  1923'de   tüm    Avrupaya  yayılan  o  dönemin  tüm  gelenekçi  anlatım  biçimlerine karşı  çıkan  ve  temelde  yıkıcı  olan  bir   sanat,  düşünce ve  edebiyat  akımıdır.
Jean Arp

  1.Dünya savaşıyla birlikte yüzyılın çelişkilerinin patlak verdiği bir sırada , ideolojik ve estetik baskılara bir tepki, geleneksel sanatı bütünüyle yadsıyan bir başkaldırı olarak ortaya çıktı.Kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin tiksinçliğini vurguluyorlardı.Bu akımın sanatçıları alışılagelmiş resim tekniklerini bırakarak gündelik kullanılan kağıt,ağaç gibi eşyaları birbirleri ile birleştirerek ilginç eserler ortaya koymuşlardır.

  Bu hareket içinde gelenekçi sanat da olabildiğine inkar edilip alaya alınmıştır. Duchamp'ın bıyıklı ve isterik bakışlı Mona Lisa tablosu, bu düşüncenin haşin bir örneği olarak ün kazanmıştır.


Dadaizm'im öncülerinden  Macar şair Tristan Tzara 1917'de DADA dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergide dadaizmin öncüleri ses şiiri , anlamdışılık şiir ve şans şiiri adını verdikleri yeni şiir biçimlerini denemeye başladılar. Sonra Fransa'nın önde gelen şairleri de dergide çalışmaya başladı.
       Dadaist sanatçılar sanat konusunda fazlasıyla eleştireldi.Yüksek ve güzel olduğu düşünülen sanatı üreten ve ona tapan toplumla    1.Dünya Savaşı'na sebep olan toplum ne de olsa aynı toplumdu. Dadaistlere göre sanat dolaylı yoldan da olsa suçluydu. Daha da kötüsü eğer Alman erkekleri Fransızları ve Rusları süngüleriyle şişlemeye sırt çantalarında Goethe'nin kitabıyla gidiyorlarsa bunu sanat insanlığı aptal yerine koyduğu ,insanların dünyayı olduğundan daha güzel bir yer olarak görmelerine sabap olduğu için yapıyorlardı. İşte Dadaistleri en çok kızdıran ve radikal ifade yollarına iten de buydu.  Dada yerleşik sosyal estetiğe acımasızca bu yüzden saldırmıştır. Güzelliğin, simetrinin ve anlamın bozguna uğratılması  ve geleneksel malzemelerin reddedilmesi Dada'nın başlıca özellikleriydi. 
Dada'nın hemen hemen herşeyi inkar etmesi ,yeni ve güçlü iletişim yöntemlri yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin kullanılması , görsel iletişimde ise kolaj ve fotomontaj gibi teknikler olmuştur.Bu tekniklerde resimli dergilerden ,eski mektuplardan , basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar yeni bir düzenlemeyle yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan  bu resim ve işaret parçalarından , yeni anlamlar yaratan  bağlantıların kurulduğu , genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
 Hans Arp ''Sosyal estetikten zamanla daha fazla uzaklaştım'' adlı yazısında Dada hareketini özetlemiştir. Dada insanın akla uygun davranışlarını ortadan kaldırmayı ve de doğal ve mantıksız düzene yeniden kavuşmayı amaçlamıştır.Dada insanın mantıklı anlamsızlıklarını, mantıksız saçmalıklarla değiştirmeyi istemektedir. İşte  bu yüzden biz Dada'nın büyük davulunu bütün gücümüzle çalıyoruz ve mantıksızlığın övgülerini tüm nefesimizle üflüyoruz. Dada için felsefeler bırakılmış eski bir diş fırçasından daha az değerlidir. Dada onları büyük dünya liderlerine bırakır. Dada erdemin resmi sözlüğünün iğrenç entrikalarını kınamaktadır. Dada saçma olan için vardır ki bu saçmalık anlamsızlık anlamına gelmez. Dada doğa gibi saçma ve akla aykırıdır. Dada doğadan yana ve sanatın karşısındadır.



1922'de üyeler arasındaki sürtüşmelerin artması, yıkıcı etkinliklerin bir sınıra dayanması ve çok sayıda  Dadaist'in Sürrealizm'e yönelmesi sonucu,varlığını sürdürecek bir zemin kalmadığı için son bulmuştur.

SANATÇILARI:
JEAN (HANS) ARP
MARCEL DUCHAMP
MARCEL JANCO
RİCHARD HULSEN BECK
MAN RAY
KURT SCHWİTTERS
MAX ERNST


Jean Arp
           JEAN ARP
Fransız heykelcisi, ressamı ve şairidir (Strasbourg 1887-Basel 1966).
Sanat eğitiminin Strasbourg, Weimar ve Paris’te tamamladı. 1912′de “Blaue Reiter” grubunun sergisine katıldı. 1916′da Zürich’teki “Dada” grubunun kurucuları arasında yer aldı. 1922′de Paris’e gitti ve sürrealist üslubu benimsedi. 1930′dan sonra doğal biçimleri yansıtan resimler yaptı. Boyalı tahta kabartma resimlerin ve kolajların yerini giderek üç boyutlu heykeller aldı. 1936′da Paris “Sürrealist Objeler Sergisi”ne katıldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında İsviçre’ye yerleşti.
Alsace-Lorenli olan sanatçı aynı zamanda şairdir. Önceleri dadaist, sonraları sürrealist üslupta Almanca ve Fransızcayı aynı etkinlikle kullanarak şiirler yazdı. Almanca şiirlerinden; Die Wolkenpumpe (Bulut Pompası) 1920, Die Engelschrit (Melek Yazısı) 1952, Logbuch des Traumkapitans (Hayal Kaptanın Seyir Defteri) 1965; Fransızca şiirleri, Le voilier dans la foret (Ormandaki Yelkenli) 1957; Vers le blanc infini (Sonsuz Beyaza Doğru) 1961 vb.
Sanatçının resim ve heykellerinin başlıcaları: Tristan Tzara’nın Portresi, 1916 (boyalı tahta kabartma, özel koleksiyon); Squares Arranged According to the Laws of Chance (Talih Yasalarına göre Düzenlenmiş Kareler, kolaj) 1916, New York Museum of Modern Art; Amphore (Çift Kulplu Testi, boyalı tahta kabartma) 1931, Düsseldorf, Kuntsammlung, Nordrhe-in-Westfalen; Sculpture of Silence (Sessizliğin Heykeli) 1935, Edgar Kaufmann J. Koleksiyonu; Growth (Gelişme) 1938, Philadelphia, Museum of Art.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder